İÇTEN
BİR GÜNLÜKTEN PARÇALAR'dan
(s.239)
İnsan, bir zekayı canlandıran bir istenci
devreye sokan bir
tutkudur ve böylece zekanın hizmetinde olma
havasında olan
organlar yalnızca tutkunun ajanlarıdırlar.
Determinizm tüm
sıradan varlıklar için geçerlidir, içsel özgürlük
ancak
istisna olarak ve kendi üzerinde bir yengi ile
varolur.
Özgürlüğün tadını almış bir kişi bile
ancak aralar halinde
ve atılımlar içinde özgür olur: o halde gerçek
özgürlük
sürekli bir durum değildir; sürekli ve her
zaman aynı olan
bir nitelik değildir. Bu yaygın görüş daha
az aptalca
değildir. Kendinin, bahanelerinin, içgüdülerinin,
doğasının
kurbanı olunmadığı sürece özgür olunur.
Ancak eleştri ve
enerji ile yani ben'in ayrılması ve yönetimi
ile özgür
olunur, bu da ben'de iç içe geçen dairelerini
varsayar, en
içte olan ben'in üstündedir, en saf öz, varlığımızın
birey
üstü biçimi, kuşkusuz gelecekteki biçimimiz;
kutsal
tipimizdir. O halde boyun eğmişiz ama özgürleşebiliriz,
bağlıyız ama kendimizi çözebiliriz. Ruh
kafestedir ama
kafesinin çevresinde uçabilir.
Henri Frédérick
Amiel
|