GEÇ PRENS'LE GENÇ PRENSES Ayaklarımızı kesiyor otlar çayırda Yol alırken -- sen, on üç yaşında bir çocuk Üstünde sana epeyce bol gelen bir adamın iş elbisesi Ne zamandır birlikte olduğumuzun simgesi. Yemek için topladığım meyvaları Teneke bir kutuya dolduruyorum ve bir kütüğün Üstüne koyuyorum; er geç, geç saat geliyor! Kargalar beliriyor batıdan. Gözden geçirmeni istiyorum içine hapsolduğumuz Bu katı karanlık kütleyi. Ama sen, Hayır, diyorsun, Yorgunsun. Sırtını dönüp uyuyorsun. Ben de uyuyorum, ama uykumda atların seni uzaklara götürdüğünü duyuyorum. Esinti kesilince, sabah oluyor gene Kalk. O cennet gibi kırlarda Yürüme saati geldi. Bu sabah yabancılar İniyor yola bize yemek vermek için. Buralara kadar gelmiş olmamızdan korkuyorlar. Gece oluyor, ama şimdi bu başka bir gece. Yürürken ayakların nerdeyse değmiyor Otlara; bana güveniyorsun; Pervaneler çarpıyor akkor başıma Ve rüzgarı duyuyorum. Ve böyle sürüp gidiyor. Bir gün uyanacağız, geceleyin düştüğümüz için Bir uçurumdan beyaz, eşsiz bi göğe. "İşte böyle yaşadık," diyeceksin, "sen ve ben." JOHN ASHBERY