DÖKÜL, YÜREK Dökül yürek, zamanın ağacından, dökülün yapraklar, kimbilir ne zaman güneşin kucakladığı, soğumuş dallardan, dökülün, büyüyen gözlerden dökülen yaşlar gibi. Uçuşmakta daha saçlar günboyu rüzgarda, güneş yanığı alnında toprak tanrısının, gömleğin altında yumruk bastırılmıştır, daha şimdiden açılmış yaraya. Onun için yumuşamalısın, önünde yine eğildiklerinde bulutlar, incecik boyunlarıyla ve önemsememelisin Hymettos'u, senin için kalkıp petekleri yeniden doldurduğunda. Çünkü az gelir toprağın adamına kuraklıkta tek bir buğday sapı, az gelir tek bir yaz yüce soyumuza. Ve neyi kanıtlar ki yüreğin? Bir rakkastır dünle yarın arasında, sessiz ve yabancı, ve ilan ettiği artık kendi dökülüp gidişidir zamandan. Ingeborg Bachmann