BOŞUNA yürekler çiziyorsun cama: karanlıkların prensi şatonun avlusunda asker toplamakta. Flamasını ağaca çekiyor - onun uğruna maviye dönüşen bir yaprak, sonbahar geldiğinde; Hüznün saplarını, bir de zamanın çiçeklerini dağıtıyor ordusuna; saçlarında kuşlarla, kılıçlar insin diye yürüyor. Boşuna yürekler çiziyorsun cama: kalabalığın arasında bir tanrı var, bir zamanlar merdivenlerde, gece vakti senin sırtından kayan bir harmaniye bürünmüş, bir zamanlar, sen de insanlar gibi sevgilim dediğinde ve alevler şatoyu sardığında... Ne tanıyor harmaniyi, ne de yıldızı çağırıyor, peşine takılıyor önden uçan o yaprağın. Sanki, ey zamanın çiçeği' diye çalınmakta kulağına. Paul Celan