TÜRKÜ Bir çiçek çekip çıkardı yosunlar arasından sonra askerleri yardı çarmıha çakmak istiyordu da ondan. Elindendeki çiçeği bastırdı bir yaraya; umudu; çiçek büyürde bir bahçe çıkar ortaya. Çarmıhta adam ürperdi çiçek onu yarınca, yumuşak dokunuşuyla etini yarınca Ve işitmedikleri bir sesle dedi ki: "Çiçeğin yaprakları, kökleri bulacak mı kanayan yaralarımda?" Oradaki insanlar sezdi ki konuşmuştu sanki bir tanrı korkuyla seyretti onlar çaktıkları mıhları. Kapandılar adamın üstüne, mızrak ve bıçak tutuyordu hepsi, bir kurbanla onurlandırmak için adamdan gelen sesi. Çarmıhtaki adam kalabalığa konuştu ama hem yordundu hem de dualar yaygara olmuştu. Adalar geçti aklından denizin en ıssız yeri ve denizden gelen sularla yıkandı ağaçların kara kökleri; gelgit dalgaları karaya doğru şahlandı ve çarmıhlara şu karşı dağlara, bu adama abandı. Kentler geçti buğday tarlaları geçti aklından, insanlar geçti ve bu adam... ama tek bir söz çıkamadı ağzından. Ah sakladılar o cesedi bir kayanın arkasına gece günü izledi kalabalık döndü evine barkına. Ve golgotha halkı diyor ki bana "Bugün bile, inan, bahçivanlar boşuna o toprağa döküyor kan."