DERİN DERİN DÜŞÜNÜRKEN Derin derin düşünerken, Diyelim, hayranlık içinde beyaz leylağa, Ya da mutlu kum saatinde, bir yaz ikindisi, Kum tanecikleri gibi dökülen türküsüne tarla kuşunun, Ya da bana bunlardan daha çekici gelen güzelliğine -- Kulağa fısıldanan belli belirsiz bir söz, Pencerenin önünden geçen birinin bakışını hatırlatıyor bana Tarla kuşunun, leylağın ve senin birden yabancılaştığınızı. Telaşsız bir zamanın dolgun ve kırsal Koyağında, suların durgunluğunda uyumuş Deniz kuşları gibi ağaçlar arasında, Bir gölge kımıldıyor -- unutulmuş bir sözün Kurnaz hatırlatıcısı. Bütün o pırıl pırıl hazlar, tertemiz tasarlanan, Kararıyor bir kaçağın suçluluk duygusuyla: Sönüyor günün kabaran gücü, meşeler sarsılıyor, Yüzüne düşen gölge aramıza giriyor. Yalnız karar anında, Sevişmeye soyunan kararlı aşıkların Yalın yüreklerinde, bu gölge kayboluyor, yalnız orada işte Beslenecek bir şey kalmıyor ikimizin hayatı arasında Sen ve ben, leylakla, tarla kuşuyla ve meşe yapraklı Koyakla bütünleşiyoruz Ölümden önceki şaşırtıcı ışıkta. Hiçbir şey masum değil artık yaşamak için Eyleme geçmekten başka. Cecil Day Lewis