BİR KARŞILAŞMA Bir gece bir mağaraya vardı yolum: yatıp uyudum başım Havalar içindeydi. Gün doğdu, sabah oldu, Bir asker belirdi mağaranın ağzında, allar içinde, "Ben yaşamıyorum," dedi, "cehennemde yanıyorum, Ama pişman değilim hiç". Yaralı alnından akan kanlar Soluk yüzünü aydınlatıyordu. Onun mu, yoksa benim miydi söyledikleri, düşümde Baktım da, en gizli düşüncelerim dile getiriliyordu. "Pişman değilim hiç: "Çevir kapalı gözlerini de, bak şu duvara, Senden çok önce birisi kazımış onları, Sonra da bir hayvanın kanıyla boyamış: Gösterip sınırlarının ötesini tüm insanlığa, Pişmanlık duymadan hiç. "Ne inanılır bir özlem, ne de kara bir utanç Duydum yüz yüze gelince düşmanlarımla. Ve her zaman yaşayan bir dürtüyle davrandım Davranmam gerektiğinde ve böylece bilgeliğe ulaştım. Pişman da olmadım hiç. "Bu olağanüstü güç yüzünden bir kavgada Tuzağa düşürüldüm bir gün, böylece yakalandım; Dakikayı aşan çok uzun bir dakikada Tutkum, gücüm ve canım -- yitirdim neyim varsa. Ama pişman olmadım hiç. Yığıldı toprağa bedenim onların bu zaferiyle; Toza ve içkiye bulanmıştı saçlarım Güçsüz ve tek başıma ayağa kalktığımda. Nereye gitmem gerekirse giderim, çekerim başıma geleni. Ve pişmanlık nedir bilmem hiç. Şehvetim sönmedi bir daha, doymak nedir bilmedi, Nefretim hala damarlarımda, ama tutmuyor elim; Bir hayvan olarak ölebilseydim eğer, Ölümüm içgüdü saçardı rüzgarlara, Pişmalık duymadan hiç." Sonra uyanıp kalktım. Yürümeye başladım. Koyaklar ışımış, sis dağılmak üzereydi. Dipdiri ve sapsağlamdı bedenim, Donmamış kan dolanıyordu damarlarımda. Pişman olmayacaktım hiç. Thom GUNN