BULUŞMA YERİ Zaman yoktu, zaman başka yerdeydi, İki bardak, iki iskemle vardı, İki insan, nabızları aynıydı, (Yürüyen merdiveni durdurmuşlardı): Zaman yoktu, zaman başka yerdeydi. Ne yüksekteydiler ne derinlerde Berrak esmer dereyi bir zaman dinlediler, Sonra hala o sesin duyulduğu yerde Bir kır kahvesi buldular, oturdular Ama ne yüksekteydiler ne derinlerde. Havada bir çan sesi sallandı durdu Öyle bir huzurla susmuş, İki vuruş arasında bir çiçek oldu, Tuçtan bir keis, demir bir sesmiş, Havada bir çan sesi sallandı durdu. Fincanlar tabaklar arasında Kum denizleri vardı, develer geçti, Çöl onlarındı, yıldızında hurmasında İki insan birbirini paylaştı, Fincanlar tabaklar arasında. Zaman yoktu, zaman başka yerdeydi, Garson görünmedi, saat unuttu onları, Radyonun çaldığı valsler o pınar değil miydi Demin kayalar içinde duydukları ? Zaman yoktu, zaman başka yerdeydi. İnce parmakları külünü silkti Tropik ağaçlarda biten korların, Kimin umrunda dünya, tomruklar kaça çıktı Onlar sahibiyken bu uçsuz ormanların, Uzun parmakları külünü silkti. Tanrı yahut ne demekse o Büyüktür ki zamanı durdurur böyle, Kalperin anladığı duyduğu Gerçek olur vücudun huzuruyla, Tanrı yahut ne demekse O. Zaman yoktu, sevgili buradaydı, Yaşamak değildi daha önceki, Çan sesi susmuştu, ses havadaydı, Her yeri bir ışık ısıtmış, çünkü Zaman yoktu, sevgili buradaydı. LOUISE MACNIECE