METAFİZİKSEL
GÜNLÜK'den
(Journal Métaphysique)
Gizem
Olarak Varlık
17 Ekim 1922-İşte kitabımın genel çizgileri:
1) Metafizik olarak ilk olan şeyin olabilir soruşturması
yoktur.
(...)
2) Metafizik gereksinimin aşkınsal bir merak
gibi olduğu yorumunu
yoketmek; bu gereksinim daha çok bir özlemdir,
bir varlık özlemidir.
Varlığa düşünce aracılığıyla sahip olmayı
amaçlar. 3) Bir kafa,
gerçeğe göre olan durumu ona ne kadar kökünden
kabul edilmez
geliyorsa o kadar metafiziktir. Bu durum sözcüğünü
burada hemen
hemen fiziksel anlamında ele almalıyız. Yanlış
bir durum.
(...)
25 Ekim 1922-Bundan birkaç gün önce
metafiziksel gereksinim
konusunda yazdıklarımı yeniden ele alıyorum.
Bu varlık özlemi
hiçbir şekilde nitelikler kazanma isteği değildir,
bir
mükemmelleşme isteği de değildir ve ahlak düzeni
ile metafizik
düzeni arasındaki temel fark buradadır.
Metafizikçi, olacak
şeyin değil olanın peşindedir. Metafizikçinin
bir durum arayan
bir hasta ile karşılaştırılabilir olduğunu
söylediğim zaman
muhteşem bir metafordan yararlandığımı
zannediyorum. Kuşkusuz
zorluk, bu durumun tanımlanmak zorunda olduğu
merkezi
ayırdetmektir. Nesneler arasında hareket ettiğim
sürece, sorun
yoktur. Ama burada sabit olan nedir?
Tüm metafiziksel düşüncenin temel verisi,
kendi kendine şeffaf
olmayan bir varlık, yani kendine bile varlığı
bir gizem olarak
beliren bir varlık oluşumudur.
(...)
31 Ekim 1922-Burada niçin bir soruşturma mümkün
değildir? Çünkü
bu soruşturma, düşüncenin bir araştırma
nesnesine tabi olmasına
yani metafizikçinin kendini kopardığı davranışa
yolaçmaktadır.
Özet olarak metafiziksel tedirginlik, konunun
tam da önünde diz
çöktüğüm birşey olmasına rağmen, bir tür
diz çökmeyi reddetme
olarak yorumlanabilir.
Gabriel Marcel
|