Böyle
Buyurdu Zerdüşt'den
Zehirli Örümcekler Üstüne
Bak, bu zehirli örümceğin mağarasıdır.
Örümceğin kendisini görmek ister misin ?
İşte asılı ağı: dokun da titresin.
İşte, kendi isteğiyle geliyor: hoşgeldin, örümcek
!
Üçgenin ve simgen kara kara duruyor sırtında,
ben senin gönlündekini de bilirim.
Öc var senin gönlünde; ısırdığın yer kara
kabuk bağlar,
zehirin gönle başdönmesi verir öcüyle.
Böyle sesleniyorum size benzetme diliyle,
ey gönle baş dönmesi verenler, ey eşitlik
vaizleri.
Siz zehirli örümceklersiniz bence,
gizli gizli kin besleyenlersiniz !
Ama ben sizin saklandığınız yerleri yakında
ışığa çıkaracağım.
(...)
Bunun için koparıyorum ağınızı,
öfkeniz sizi yalan mağaranızdan dışarı uğratsın
diye,
öcünüz "doğruluk" sözünüzün
arkasından ileri sıçrasın diye.
Çünkü insanların öcden kurtarılması -
bence en yüksek umuda köprü budur,
uzun fırtınalardan sonraki gökkuşağı budur
işte.
Ama zehirli örümcekler, başka türlü olsun
isterler.
"Dünyanın öcümüzün fırtınlararıyla
dolması,
doğruluğun ta kendisi olsun" Böyle sözleşir
örümcek yürekleri.
(...)
Kin çınlar bütün yakınmalarında,
bütün övgülerinde kötü niyet vardır
ve yargıçlık onlarca mutluluktur.
Ama şunu salık veririm size, dostlarım:
cezalandırma eğilimi güçlü olanların hiçbirine
güvenmeyin.
Bunlar soyu sopu bozuk kişilerdir,
cellat ve avköpeği bakar suratlarından.
Doğruluklarından çok söz edenlere güvenmeyin
!
Nietzsche
|