Böyle
Buyurdu Zerdüşt'den
Pazar Yerindeki Sinekler Üstüne
Yalnızlığına kaç dostum ! Seni büyük
adamların gürültüsünden sersemlemiş,
küçüklerin iğneleriyle de delik deşik olmuş
görüyorum.
Seninle nasıl susulacağını pek iyi bilir
orman ve kaya.
O sevdiğin ağaca benze yine sen, o geniş dallıya:
sessiz ve dinlercesine sarkar o, deniz üstüne.
Yalnızlığın bittiği yerde, pazar yeri başlar;
pazar yerinin başladığı yerdeyse, büyük
oyuncuların gürültüsü
ve ağılı sineklerin vızıltısı başlar.
Dünyada en iyi şeyler dahi, göstereni olmazsa
değersizdirler:
bu göstericilere büyük adam der halk.
Halk pek anlamaz büyükten, yani: yaratıcılıktan.
Ama büyük şeylerin bütün göstericilerinden
ve oyuncularından hoşlanır.
Yeni değerler yaratanların çevresinde döner dünya
- görünmeden döner.
Oysa oyuncuların çevresinde döner halk ve şan:
"dünyanın gidişi" böyledir.
Ruh vardır oyuncuda; ama ruhun vicdanı pek
yoktur.
O hep, en çok inandırdığı şeye inanır -
kendine inandırdığı.
(...)
Devirmek - onca tanıtlamaktır bu. Çıldırtmak
- onca kandırmakdır bu.
Ve onca kan, bütün kanıtların en iyisidir.
Ancak duyarlı kulaklara sızan gerçeğe, yalan
ve hiç der o.
(...)
Gösterişli soytarılarla doludur pazar yeri -
ve halk övünür büyük adamlarıyla.
Bunlar onca o anın efendileridirler.
(...)
Bu dediği dedik, bu sıkıcı kişileri kıskanma,
ey gerçek tutkunu !
Dediği dedik kişinin koluna hiçbir zaman asılmamıştır
gerçek.
(...)
Pazar yerinden ve şandan uzakta yer alır büyük
olan her şey.
Hep pazar yerinden ve şandan uzakta barınmıştır
yeni değerler yaratan.
Yalnızlığına kaç dostum: görüyorum ki her
yerini ağılı sinekler sokmuş.
Sert ve sağlam bir havanın estiği yere kaç !
Yalnızlığına kaç ! Sen küçük ve acınacak
kişilere pek yakın yaşadın.
Onların göze görünmez öclerinden kaç !
Onlar sana karşı öcden başka bir şey değildirler.
Artık el kaldırma onlara ! Sayısızdır onlar,
hem senin yazgın sinek kovmak değildir ki ...
Nietzsche
|