SEVDADAN DA ÖTE BİR YERLER Her şey bizimle başladı: zaman, böldü geçmişimden geleceğime uzanan canlı parçaları yılana vurulan satır gibi; ışıltılar ışıldadı, bakalmanın kör bakışı; sözcükler, ruhun delikdeşik ağı; adlarımız, sende ve bende uyandırdıkları arasında boşluğun duvarları hiçbir borazanın sarsamadığı. Ne düşler ne umutları kırılmış halk ne hezeyan ne peygamberce köpükleri ne sevda dişleri ve tırmıklarıyla, bize yeterli. Bizden daha ötelerde, varolmanın ve bir yerlerde bulunmanın sınırlarından, bu hayattan öte bir hayat hakkımız bizim. Dışarda soluklanıyor gece, açılıp saçılıyor, iri sıcak yapraklar sarmış her yanını, döğüşen aynalar: meyvalar, pençeler, gözler, dalbudak. parıldayan omuzlar, bedenler arasında yol açan bedenler. Seril bu köpük basmış kıyıya. Geçer onca ömür habersiz ve boşvermişlikle: sende karışıver gitsin geceye. Aç mahremiyetini efil efil beyazlık, uza uzayabildiğince, ey parçalanmış yıldız, şafağın ucuna kurulmuş terazide tartılan ekmek, şu anda ve diğer ölçüsüzlükteki kan deveranı. Octavio Paz