NE DERSİN, RÜZGARLARIN ÇOBANI? Ve yine o eski çoban boruları ötüyor acı acı üstünde, apak dere yataklarının yılan derileriyle, Acquaviva yaylalarından geliyor sanki, Platani'nin deniz kabukları sürüklediği ayakları arasından sudaki çocukların zeytin tenli. Ya da hangi topraktan patlıyor tutsak rüzgar, yankılanan sönen ışıktan çoktan; ne dersin, rüzgarların çobanı? Ölüleri çağırıyorsun belki. Duymuyorsun bile beni, karışmış denize yansıyan ışıkla, kısık bağırışlarına dalmış ağlarını çeken balıkçıların. Salvatore Quasimodo