BAYKUŞ Bir kez daha gördüm dünyamı senin gözlerinle, Çocuklarının gözleriyle de bir kez daha göreceğim gibi. Senin gözlerinle baktığımda yabancıydı. Özellikle alıçlar bambaşka bir dünyadan gelmiş gibiydiler, Esrarengiz, garip bilgiler ve davranışlar. Evcil olmayan, bacaklı her şey senin için Bir hayret nidasının ucunda ortaya çıkıyordu, Sanki bir ziyafette masanın üstünde birdenbire Konuklara görünmüş gibi. Sıradan yaban ördekleri Doğa üstü bir yanı olan cisimlerdi neredeyse, Eş bulma çabaları uykuya dalarken görülen bir filmdi, Irmağın açıp gösterdiği. Olanaksızdı Kavramak ayaklarının rahatlığını Buz gibi suda. Bir fotoğraf makinesiydin, Anlayamadığın yansımaları kayda geçiren. Dünyama her hünerini gösterttim sana. İnanamayan bir sevinçle baktın hepsine Ebenin, kucağına yeni doğmuş bir bebk Verdiği bir anne gibi. Başımı döndürdü kabına sığamaman. Uyandırdı dilsiz, mutluluktan kendinden geçmiş çocukluğumu, On beş yıl önce yaşadığım. Başyapıtım O karanlık gece Grantchester yolunda gerçekleşti. Bir tavşanın boğazdan gelen titrek iniltisini çıkardım Yumruğumun eklemlerini ıslatıp bir korunun kıyısında, Av arayan bir baykuş civarda dolanırken. Birden havalanıp büyük kanatlarını Çarptı yüzüme, bir direk sanıp beni. Ted Hughes