GANİMET Panter mi? Çoktan sürüklemişti seni Dişlerinin arasındaymışsın gibi, Avrupa'nın bir ucundan öbürüne. Sürüklemişti bacaklarının arasındaymışsın gibi. Ağzın haykırmak için açılmış, ya da haykırmayı bile bırakmış artık, Sürüklenmene izin veriyordun yalnızca. Gerçek avı hayvanın Zıplayıp kaçmıştı. Dolayısıyla, hırsından kudurmuş, Dişlerini geçirip Eziyordu boğazını, çıkardığın sesleri boğarak. Senden bu dökülenlerin Rorschach şekilleri lekeliyordu Güncenin sayfalarını. Sözcükler haykırma çaban Dağılıyordu hava kabarcıkları karışmaya başlayan kanında, Umutsuzluk, dehşet ve sınırsız bir öfkenin Adrenalinlerinin zenginleştirdiği-- Kırk yıl geçtikten sonra aradan Kuru sayfalardan yükselen o kokusu canavarın Diken diken ediyor elimdeki tüyleri. O heyecan. O ani Bakış, üzerime kapanıp beni kavrayan Senin kehribar mücevherlerinin içinden Ve sonra kaykılan gövdeni yakalarken kollarım Dişlerini yüzüme geçiren. Bırakmamak Konusundaki kararlılığı o dev yaratığın Bir kez saptayıp yaraladığı avını Kimyasal bir süreçtir-yakıp tüketir Bilinç denen şeyi. Böyle atladı işte üzerine. Pençe izleri Dövdü sayfalarını. Belli ki kan Kendi kanındı senin. Gülerek sırtlandım Bütün ağırlığını canavarın. Bilmiyordum, Yırtıcı hayvanların elinde kurtulanların anlattığına göre, Böyle bir saldırının şokunun insanı uyuşturup Coşkudan sarhoş ettiğini. Hala gülümseyerek Hayvan beni sürükleyip götürürken, usulca aldım Dişlerinin arasındaki tokayla Kulağındaki küpeyi ganimetlerim olarak. Ted Hughes