KUZEYDE BİR SANATÇI Ben, Edvard Grieg, özgürce dolaştım insanlar arasında. Bol bol şakalaştım, gazete okudum, çoğu zaman turnede. Orkestra yönettim. Salon ışıklarıyla rıhtıma yanaşan tren yüklü bir araba vapuru gibi sarsıldı her başarımla. Buraya saklandım sessizlikle çarpıştırmak için kafaları. Çalıştığım kulube küçük. Koca piyano zar zor sığıyor buraya saçağın altındaki ahşap kaplamaya sığınana kırlangıç gibi. O dik ve güzel dağ yamaçları çoğu zaman sessiz. Yol yok, ama arada bir açılan küçük bir kapı var ve garip bir ışık sızıyor mağaradaki devlerden. Basite indirge! Ve dağdan çekiç darbelerinin sesleri geldi geldi geldi geldi odamıza bir bahar gecesi yürek atışlarına bürünüp. Ölmeden önce dört ilahi göndereceğim Tanrı'yı bulmak için. Ama burada başlıyor müzik. Yakın olanla ilgili bir şarkı. Yakın olanla. İçimizdeki savaş alanları biz Ölülerin Kemiklerinin dirilmek için savaştığı. Thomas Tranströmer