VERLAINE Göstererek Paris'i geniş bir kol hareketiyle, Verlaine'den dizlere okuyor bana rehberim. Ah! nasıl da coşkulu nasıl da tatlı sesi, ipince bir yağmura karışmış gürültüde, yıldızdan yıldıza inerek gelen bir çavlan gibi bu şarkı. "Nasıl, güzel değil mi Bayım?" Bence de öyle: güzel tabii. Paris! Ah şu senin berbat belleğin! Çok uygundur artık şimdi Verlaine'in büyük yapıtlarının ender kağıtlara yapılmış baskılarının bulunması bir kentsoylunun kitaplığında. Çok hoştur bir bardak cinden sonra uykuyu beklerken çok hoştur Verlaine okumak! Uygundur öyle değil mi Verlaine'den zevk almak? Ama iyi bir belleğim var benim -sizinkinden çok daha güçlü bir bellek- anımsıyorum ki bu Verlaine yasalarınızdan çok çekmişti eskiden. Nasıl da tanınmaz bir imge! Pek giremezdi o sıralar yalancı kralın hüküm sürdüğü dünyalarınıza. Ahlaka meydan okumaktı söyledikleri İki içki arasında. Aceleci mi davranıyorum acaba sizce yargımda? Tedirgin mi ediyor sizi? Haydi, haydi! Pek hoş değil mi ? İşkence çeke çeke öldü Verlaine ve bakın benim keleş Baylarım, neden: ilkel ellerin çizdiği gülünç suratlarınıza bakmaktan öldü, sizin o güzelim töreleriniz yüzünden öldü çölde susuzluktan nasıl ölürse insan. İçki içerek Verlaine okuyorsunuz, ve bıngıl bıngıl şişmiş karnınız. Öldürün, öldürün bütün şairleri, daha sonra okuyabilirsiniz şiirlerini. Yevgeni Yevtuşenko